5 Şubat 2014 Çarşamba

Absolut kulak (mutlak kulak)


Dünya sestir!
Antik Hindu tabletlerinden bir söz: Nada Brahma der ki ; “Dünya Sestir!”

Absolut kulak,Beyinle Duyma,440 Hz. ve SES üzerine...

Absolut kulak,mutlak kulak da denir.

Seslerin kulakla değil beyin ile algılanması olarak ifade edilebilir.

440 Hz'i referans olarak alan kulak, salyangozdaki ayırıcı bir bölge tarafından sesleri bileşenlerine ayırarak işitme sistemine gönderir.

Bunun nedeninin beyinde bir frekans haritasının olduğu ve tüm komşu hücrelerinin ardışık frekanslara duyarlı olması olarak açıklanmaktadır

Sonucta bir nota darbesi tabiata salındığnda beyne 440 hertz ve daha yüksek frekanstaki armoniklerden ibaret bir titreşim paketi ulaşıyor ve salyangozdaki ayırıcı kesim titreşimi bileşenlerine ayırarak işitme sistemine havale ediyor.Fakat beyin bunu nasil işliyor diye meraklanan bilim adamları gerçekten de beyinde bir frekans haritasının bulunduğu sonucuna varmışlar. Ne kadar ilginç ki, tüm komşu hücreler ardişik frekanslara duyarlı.

Yani bu Mozart veya Chirs Barnes da olsa olay tabii ki her şey beyinde bitiyor...

Beyin incelendiginde, her müzisyenin gelişen "Corpus callosum" bolumu yanında sol temporal lobdaki "Planum temporal" şeklinde adlandırılan bolümün daha da geniş olduğu görülmüş.

Yani olay, analitik ve sozel bölgeye bağlıi gözüküyor, dili algılama yeteneğiyle notayı algılama yeteneği arasında bir komşuluk ortaya çıkıyor.

Bir teoriye göre her insan doğduğunda mutlak kulakla doğar ancak kullanmadığı için bu yeti körelir

Rölatif Absolut ise referans sesini alarak bir absolut kulak gibi duymak anlamına gelir ki çok ciddi bir eğitim ve çaba ile zaman içinde kazanılır.

Profesyonel müzisyenlerin büyük bir bölümü böyle bir kulağa sahiptir,kusursuz duyum ve ses algılama, karşılaştırma yeteneğidir.Çok çalışma ile ulaşılabilir duyum yeteneğidir,lakin doğuştan bu yeteneğe sahip kişiler de mevcuttur.

Doğadaki kuş, kapı gıcırtısı hatta çatal bıçak seslerini bile notaya dönüştürebilir, notaları çok kısa sürede deşifre ederek çalıp söyleyebilen kişilerdir.

Mutlak kulak ifadesinn ingilizce karşılığı "absolute pitch" ya da "perfect pitch" olan sözcük grubu. Sonradan öğrenilen "relative pitch"tir.

Mutlak kulak doğuştan gelen bir şey, bu yüzden relative pitch ile karıştırılmamalıdır. Dünyada az sayıda insanda olduğu söylenir.

*************************************************

Prusyalı bilim adamı Heinrich Wilhelm frekansların bilinçaltına etkisi fark edildi.

Dove 1839 yılında farklı ses frekanslarının belirli bir düzende dinletilmesiyle beyinde binöral etkiler yaratılabileceğini keşfetti.

Bu deneylerde sağ ve sol kulağa 1000 ile 1500 Hz frekans aralığını geçmeyecek farklı tonlarda ses veriliyordu. Beyin bu iki tonu algılayıp birleştirirken ortaya ilginç tepkiler çıkıyordu.

Dove'dan 134 sene sonra 1973 yılında Gerald Oster de bu konuda bazı çalışmalar yürüttü.

Onun çalışmalarında hayvanların aynı yöntemle üç boyutlu algılama yaptığı ve Parkinson hastası insanların binöral etkilenmeye girmediği ortaya çıktı.

Ardından yürütülen çalışmalarda bu teknikle beyin dalgalarının senkronize edilmesi gündeme geldi.

Farklı ses frekanslarını kullanan müziklerle insanların rahatlaması, konsantre olması ya da derin uykuya geçmesi sağlandı. Hatta bu beklentiler için hazırlanmış kimi özel albümler, yazılımlar bile piyasa çıktı.

Tedavi amaçlı bazı kullanımlarda işin boyutu ses frekanslarıyla vücuttaki bazı hormonların dengelenmesine kadar ulaştı. Uyku terapisi ve çocuklarda öğrenmeyi hızlandırma gibi kullanım alanlarına da halen sıkça rastlanmaktadır.

Binöral ses arka planda duyulan sestir. Beyni istenilen dalga boyuna ulaştırmak için kullanılır.

Beynimiz 4 dalga boyunda çalışır:

Alfa Dalga Boyu (8-12 Hz) hafif trans, süper öğrenme, olumlu düşünce için,

Beta Dalga Boyu (13-25 Hz) normal bilinç hali, stres, anksiyete bozuklukları için,

Delta Dalga Boyu (1-3 Hz) derin uyku, berrak rüyalar için,

Teta Dalga Boyu (4-7 Hz) derin trans, meditasyon, odaklanma, güçlü hafıza için kullanılır.

Ses dalgaları vasıtasıyla beyni istenilen dalga boyuna götürmek mümkündür. Müzik binlerce yıl öncesinden beri bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Müziğin beyin üzerindeki etkisi kesindir. Yapılan araştırmalar bunu kanıtlamıştır.



***İnsan kulağının algıladığı frekanslar 20 Hz ile 20 kHz (20 000 Hz.) arasındadır. Düşük frekans kalın, yüksek frekanslar ise ince seslere aittir. Ortalam 15 khz ses düzeyi insanın sesleri algılayabillmesi için yeterlidir. Bundan daha düşük ses fekanslarınız kulak değil bilinçaltı algılayabilir.

İnsan kulağının algılayabildiği 15 khz den aşağı frekansda sesler ise gene kulak tarafından alınır ama işitme algı aralığı nedeniyle bilinçaltı tarafından anlaşılır. 

Yani müzik altına subliminal olarak gömdüğünüz mesajlar, beyin ve bilinç muziğin fekansını algılarken altındaki mesajlarıda bilinçaltı kayda geçer.

Oktav, bir sesin diatonik bir ölçek üzerindeki fiziksel frekans oranını verir Bir oktav titreşim oranı 00:58:, bir saniyede 440 titreşim
440 Hz ,doğal olmayan standart ayar frekansıdır.Kutsal titreşimlerin simetrisinden çıkarılmıştır.

Sesin titreşiminde seslerin yöneldiği kaynağa göre incelik ve kalınlık derecesi ile bu derecenin verdiği tını özelliği açığa çıkar. Örneğin LA sesi, bir saniyede 440 titreşim gerçekleştirir.Birinci oktav La sesi genel olarak 440 Hz civarında bir frekansa sahiptir.

Batı Müziğinde A 440 hz. frekansı Türk Müziğinde Nevâ perdesi olarak kabul edilir.

440 hertz frekanstaki A perdesi standart olarak ortak perde (concert pitch) olarak kabul edilmiştir.Değişiklil Nazi propaganda bakanı Joseph Goebbels tarafından dikte edilmiştir.Onun 440 hz.i insanların belli bir şekilde düşünmesi ve hissettirmek için kullandığı ve amacının insanları belli bir bilinç esiri yapmak olduğu belirtilir.

440 Hz,1940 larda,ABD de piyasaya sürüldü ve 1953 de standart oldu.


440 Hz.in insan bilincinde sağlıksız etkileri ve antisosyal davranışlara yol açabileceği belirtilmektedir.

***************************************************

Kymatica Belgeselinde belirtildiği gibi sesin sadece titreşim sinyali olmadığı gösterilmiştir.

Ses,insanlar,toplumlar ve tüm medeniyetlr arasında bilinç kanalı olmuştur.

Kahin, şaman, hipnozcu ve medyumların müşterilerinin beyinlerini nasıl yönlendirebildiği önemlidir. 

Araştırmalar sonucunda şamanın, kullandığı davul sesinin dalgaları ile tedavi ettiği kişinin beyin dalgaları arasında bir uyum oluşturduğu ve bu sırada dua okuyarak onun beynine istediği emirleri yerleştirdiği gözlenmiştir. Çağımızda bu olaya “nerolinguistik programlama“ denilmektedir.


Şamanlık inancına göre bizim yaşadığımız görünen dünya, görünmeyen dünyaların tesiri altındadır. Şamanlara özgü uygulamalar aracılığıyla insanlar, yaşamın, ölümün, doğanın ve insanların ruhlarıyla iletişim kurabilirler. 

Meseleye sadece ses olarak bakmak, geçekten de küçük bir alandan mazara seyretmeye benzer. Doğru yaklaşım biraz daha geri çekilip bu okuduklarımız ve gördüklerimiz çerçevesinde daha temel bir kanun aramaktır. Yani ses enerjinin hareket halinde oluşan bir etkisidir.

Soyut olarak baktığımızda enerjinin formlarında bu şekilerin oluştuğunu görürürüz. Yani gördüğümüz, ister büyük ölçekte, ister nano ve mikro ölçekte olsun, bir titreşimler dizisinin notaları oluşturması ve her nota diziliminin oktavın do’dan başlayıp do’da bitmesi ve bir üstünün bir altının açıllması gibi giderek minyatür ve büyük sistemlerde sonsuzlaşan şekiller görürüz.

Canlı organizmaların şekilleri belki bir müzikle ya da orkestra ile ifade ediliebilir.

Bir bilimadamı insan hücresinin bölünürken belli frekanslarda ses çıkardığını belirtmiştir. Ölmesi için kendisine vücut tarafından verilen ses emrini de.

Eski çağlarda insanların konuştuğu ilk dil nasıldı? Gördüğümüz hiç de ilkel değildi. Aksine dünyanın bir yerlerinde Sankrit -hatırladığımız en eski dil- harika anlamları sunuyordu. 

Kimilerine göre evrenin bir dili vardır. Bu dille seslenen o nesnenin üzerinde tasarruf yetkisine sahipti. 

Bu kadim öğretilere uygun seslere hükmetmek insanın tabiatında vardı.

Mesele doğru frekans ;

"Titreşimlerin Sırrını Çözen Kainatın Sırrını Çözer"


Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon